Sultanlık değil, bilinçli bir seçim

Gönüllü bekarlık: Sultanlık değil, bilinçli bir seçim

bianet’e konuşan ve adının saklı kalmasını isteyen bir kadın, evlenmek istememesinin nedenlerini anlattı. “Benimle aynı yaşta olup da evlenmeyen ve bu tür sorunları yaşamayan yoktur” diyen kadın,  bekar kadınlara yapılan ayrımcılığa da şöyle dikkat çekiyor:

“Kimi zaman sadece çalışmayı seçtiğim için kimi zaman da evlilikle ilgili herhangi bir arzum olmadığı için tuhaf bakışlara maruz kalıyorum”

“Bekarlık sultanlık değil, bilinçli bir seçim”

Öncelikle, evlenmeme kararına sizi iten nedenler neler?

Zamanla şekillendi diyebilirim. Toplum kadınları büyük ölçüde evlilik ve annelik üzerinden tanımladığını fark ettim. Bunların hepsi birer beklenti ve bu beklentilere karşılık vermek zorunda olmadığımı, kendi yaşamımı kendi şartlarımla kurabileceğimi görmek beni özgürleştirdi. İlişkilerin çoğu zaman kadınların emeğini görünmez kıldığını ve onları duygusal, fiziksel ya da ekonomik anlamda yoran bir yere sürüklediğini kavradım.

Bekarlık yalnızlık değildir, bir alan açmadır. Kendi sınırlarımı çizme ve kendimle derin bir bağ kurma hali olarak görüyorum. Bu bir eksiklik değil, bilinçli bir seçim.

“Doğru kişiyi bekliyormuşum gibi yaklaştılar”

Gönüllü olarak bekar kalmayı seçtiğinizde çevrenizde ne tür tepkiler aldınız?

İlk zamanlarda çevremdekiler bunun geçici bir karar olduğunu düşündü. Sanki sadece doğru kişiyi bekliyormuşum gibi yaklaştılar.

Ailem ve yakın çevrem, özellikle belli bir yaştan sonra, evlenmemeyi bir eksiklik gibi görmeye başladı. Bu kararımı anlayanlar da oldu ama çoğunlukla sorgulayıcı ya da şaşkın tepkilerle karşılaştım. Aslında bu tepkiler toplumda yerleşmiş kalıpların ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor

Bu kalıplara örnek verebilir misiniz?

Düzenini kuramamış olduğumu söyleyenlerden tut, işkolik olduğumu düşünenlere kadar pek çok çelişkili yargıyla karşılaşıyorum. Kimi zaman sadece çalışmayı seçtiğim için kimi zaman da evlilikle ilgili herhangi bir arzum olmadığı için tuhaf bakışlara maruz kalıyorum.

Bir kusuru vardır illa diyenlere bile şahit oldum. Sorumluluk sahibi değil, olgun değil, uyumsuz, beğenilmeyen biri olarak etiketlendim. Hatta yalnız öleceğimi bile söyleyenler oldu ve hala oluyor. Benimle aynı yaşta olup da evlenmeyen ve bu tür sorunları yaşamayan yoktur

“Kendi hayatımı sahiplenmek, bu yargılara verilecek en güçlü yanıt oluyor”

Bu sorunlarla nasıl başa çıkıyorsunuz?

Zamanla bu yargıların bana değil aslında toplumsal beklentilere ait olduğunu fark ettim. Bu ayrımı yapmak güçlendirici oldu. Kendimi sürekli açıklamak zorunda hissettiğim dönemler oldu elbette ama artık başkalarının beklentileriyle değil, kendi değerlerimle yaşamayı önceliyorum.

Eleştirilerden tamamen etkilenmiyorum diyemem ama onları hayatımı şekillendirecek ölçüde içselleştirmemeye çalışıyorum. Kendi hayatımı sahiplenmek, bu yargılara verilecek en güçlü yanıt oluyor.

(EMK)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir